uzun zamandır yazmıyorum. aslında yazacağım konular belli. rutin hayat ve karşı cinsle olan ilişkiler üzerine bir şeyler karalamak istiyorum. bir yandan eski sorunlu halimde bir şeyleri savunduğum zamanları özlüyorum. hani şu "bakın bir şeyler yanlış. ben yanlış davranışlar sergiliyorum, çünkü beni bunalttınız, beni kendi düşüncelerimden suçlu hissetmeme neden oldunuz. hepiniz iğrençsiniz. ahlak kurallarınız, biribirinizle ilişkileriniz, bana olan davranışlarınız, hepsi iğrenç. ben bunları görüyorum ve mutsuzum. mutsuz olduğum için de bir çeşit tepki gösterip bu tepkiyle kendimi tamamlayabildiğim için de aslında pişmanlık yaşamıyorum. sizin gibi olmaktansa böyle olmayı tercih ediyorum" gibi şeyler işte.
şu an üzerinden konuşmak gerekirse belki herhangi bir öfke duymuyorum diyebilirim. tabii bugüne kadar. aslında olan bitenin farkındayım ama bir yandan kendi sinir sistemi sağlığımı da korumak zorundayım. her şeyi alaya almaya çalışıyorum. bir yandan hayatımın bazı yönlerinin halen bombok olması beni epey üzüyor. günümün yarısını neredeyse uyumakla geçiriyorum, kalan 12 saatte yeni başladığım ingilizce kursuna gidiyorum, film izliyorum, 50-100 sayfa arası kitap okuyorum, vakit kalırsa gitar çalıyorum, müzik dinliyorum falan işte. o kadar çok özlüyorum ki, yanımda bana yakın birilerinin olmasını. yanımda olan aileme falan da gayet iyi davranıyorum. dediğim gibi sakin davranmaya çalışıyorum, bir yandan da hayatımın bok gibi olması beni deli ediyor. annemin bütün gün babamı azarlaması, bana gün boyu şunu oku bunu üfle demesi (bu daha seyrek oluyor), ablamın kendi pisliklerini bile kaldıramayacak halde olması ve benim yaklaşık 2 aydır bu insanlarla aşırı vakit geçirmem beni epey zorluyor. ne mi yapıyorum; ciddiye bile almıyorum onları, zaten ne dediğim umurlarında bile değil, gerçekten kendimi ifade etmeye kalksam ne demek istediğimi anlayamazlar bile. bel altı konuşmaktan, var olan sevgimi göstermekten ve daha önce söylediğim gibi günün yarısını uyuyarak geçirmekten başka bir şey yapmıyorum.
ekin'in bana aşağılayıcı ve küfürlü mailler attığı o gece msn'imdeki tek çevrimiçi arkadaşımla sohbet etme girişimim ya biliyor musun ben sınavda istemeden allah'a küfür ediyordum tümcesiyle beraber 3 yıl öncesinin sikik raflarında yerini aldı bile. ondan sonra o arkadaşım beni engelledi zaten. aslında iyi de oldu, kabuklarımı kırmam gerekiyordu ve o çevreden arkadaşlarım bulundukça bu zordu ve yeni şeyler denemem gerekiyordu. muhtemelen ben onun için gereksiz bir insandım zaten. bunu hatırlayarak aslında şimdiki durumu çözümlemek istedim. şu anda neden böyle olduğu gibi şeyler. çok da karamsar olmamak lazım. şu an gayet güleryüzlüyüm, hatta şimdi düşündüm de benim bu kısmım hiç olmasa, bu yazıları yazmama "neden" olan kısmım olmasa, gerizekalı iyimser bir salak olsam, -bunun türkçe'deki karşılığı hayatında hiç pis şeyler yaşamamış olmak, yaşansa bile çevredeki insanların yardımı ve hormonal avantajla çabuk atlatabilmek-bunları fazla yaşamayacağım ve belki de dışarıda gözlerimle didik didik ettiğim hayatların tam içinde olabilirdim. bunun içindeyim, olmamaya çalıştığımda neden hakkında hiçbir şey yapmıyorum, en azından biraz yazıyım belki o zaman biraz daha rahatlarım, diyecek kadar içindeyim. hatta şu an belki bir karar verme aşamasındayım ve büyük ihtimalle bu sorunlu kısmı tercih etmiş olacağım, gerçekten samimi olan bir hayat yaşama hevesi için.
evet şimdilik aklımdan geçen ve tam toparlayamadığım düşüncelerim bunlar. belki bir sonraki düşünce atmıklarında neden son birkaç yıldır en sevdiğim aşk şarkısının pussy oluşu hakkında veya bazı günlerde kendimi ifade edişimde yaşadığım problemlerden bahsederim. öyle işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder